Boşanmalar Neden Artıyor?
İşte boşanmaların en önemli nedenleri
Son yıllarda artarak devam eden boşanma oranları sık sık
gündeme gelse de, nişanlılık süresinde boşanmalar meydana geliyor. Peki evlilik
öncesi olan nişanlılık döneminde, hangi hatalara düşmemek gerekiyor?
Evlenmeyi düşünen çiftler ve aileler için zor bir süreç olan
nişanlılıkta, tarafların önüne pek çok engeller çıkabiliyor. Bu zaman zarfında
herkesin sıkıntısı birbirinden farklı olsa da uzmanlar, çok sık düşülen
hataları, gereksiz nedenlerle çiftlerin ayrılmaması için alınması gereken
önlemleri açıklıyorlar.
Ailelerin müdahaleci yaklaşımları
Nişanlılık, çiftlerin olduğu kadar ailelerin de oldukça
heyecanlı ve aktif oldukları bir dönem. Bu dönemde aileler, eşya seçiminden
evleneceklerin hangi evde kalacaklarına kadar birçok şeye karışıyor. Bazı uzman
psikologlar, ailelerin nişan ve düğün etkinliklerini bir güç gösterisi olarak
algıladıklarını düşünüyor. Bu tür davranışlar da çiftlerin değil de ailelerin
evliliği gibi bir durum ortaya çıkarıyor. Özellikle ailelerin, çevre insanların
ne düşüneceklerini ve ne söyleyeceklerini endişe ederek, evleneceklere daha
fazla karışmalarına hatta küçük çatışmalara neden oluyor. Ailelerin her
söylediği ile hareket edilmesi, yeni çiftlerin ilişkilerini daha ilk süreçte
bitirme noktasına getirebilir.
Evlilik Maddiyatçılık mı?
Nişanlılık sürecinde, ilişkinin maddiyatla ilgili olduğu da
düşünülüyor. Bazı çiftler birbirlerine hediyeler vererek, bunun bir sevgi ve
değer ölçüsü olduğunu test ediyor. Ayrıca kız tarafının her şeyin eksiksiz olmasını
istemesi, orta halli bir aile damadını zor durumda bırakabiliyor. Kız tarafını
memnun edebilmek için her zorluğa girişmesi, yapamayacağı şeyleri yapmaya
çalışması damadı zorluyor. Beklentiler gerçekleşmeyince bu kutlu yoldan dönüş
yapmak bile meydana gelebiliyor. Bu
durumda ortaya şöyle bir soru çıkıyor; İnsanlar maddiyat için mi yoksa birlikte
yaşamak için mi evleniyorlar?
Ya da insanlar mutlu olmak için evlenmiyorlar mı?
Pınar Aruser de buna benzer bir nedenden dolayı nişan atanlardan biri. Ailesi,
nişanlılık sürecinde damat adayından bir ev istemiş, hatta ev almasını şart
koymuş. Ev bir süre sonra alınmış. Bunun üzerine kızın babası evin fiyatını
öğrenmek istemiş ve emlakçıya başvurmuş. Emlakçıda evin satılmadığını sadece
kiralandığını öğrenmiş. Kız tarafı bu sefer damadı dolandırıcılıkla suçlamış ve
nişanı atmış. Damat ise kız tarafının isteklerinin çok yüksek olduğunu ve başka
çaresi kalmadığını açıklamış.
Karşıdakinin değişeceği beklentisi
“Nikahta keramet vardır” düşüncesi ile evliliğe adım atan
adaylar, birbirlerinde sevmedikleri özellikleri olmasına rağmen
nişanlanabiliyorlar. Fakat nişanlılık sürecinde karşıdakinin özelliklerinin pek
de değişmeyeceği fark edilince zararın neresinden dönülürse kardır düşüncesiyle
nişan atılabiliyor. Tuba Sönmez, işte bu nedenle sadece bir yıl süren
nişanlılığını bitirmiş. “Aslında kafa yapımızın farklı olduğunu en başından
biliyordum ama sevdiğim için ayrılmak istemedim, belki değişir düşüncesiyle
bekledim. Nişanlılık sürecinde kendi düşüncelerimi kabul ettirmeye çalıştım.
Baktım ki hiç bir şey değişmiyor sonra büyük bir tartışma başladı böylece
nişanı attık.”
Acelecilik veya evliliğin ertelenmesi
Nişanlılık anne babaların pek rahat etmedikleri bir süreç
olduğu için aileler, bir an önce çiftlerin evlenmelerini istiyorlar. Aileler
sorumluluğun kendilerinden çıkmasını istediklerinden, evlenmeleri için adaylara
baskı yapabiliyorlar. Adaylardan birinin kendisini pek hazır hissetmemesi
üzerine biraz daha süre istemesi, bazen tartışmalara da neden olabiliyor.
Evlilikte aceleci davranışlar ve baskılar, bir tarafta strese sebep olurken diğer tarafta istenmediği düşüncesi oluşarak kişide sıkıntı ve üzüntüye ya da umutsuzluğa yol açıyor. Ancak her iki tarafın isteği ile yıllarca nişanlı kalınması da, duygusal olarak bazı şeylerin bitmesine yol açması böylece evlenecek olanların birbirlerinden soğumalarına ve evliliğin gereksiz görülerek nişanın atılmasına sebep olabiliyor. Yani kısaca, uzun süre nişanlı kalmak ve evliliği ertelemek doğru değil.
Evlilikte aceleci davranışlar ve baskılar, bir tarafta strese sebep olurken diğer tarafta istenmediği düşüncesi oluşarak kişide sıkıntı ve üzüntüye ya da umutsuzluğa yol açıyor. Ancak her iki tarafın isteği ile yıllarca nişanlı kalınması da, duygusal olarak bazı şeylerin bitmesine yol açması böylece evlenecek olanların birbirlerinden soğumalarına ve evliliğin gereksiz görülerek nişanın atılmasına sebep olabiliyor. Yani kısaca, uzun süre nişanlı kalmak ve evliliği ertelemek doğru değil.
Yaşın İlerlemiş Olması
Güldane Kavgacı bir evlilik danışmanı olarak, yaşı ilerlemiş çiftlerde nişan atma hadiselerine daha sık rastladığını açıklıyor. Evlilikde yaşın ilerlemesi kişiyi hem daha seçici davranmasına hem de beklentilerinin artmasına neden oluyor. Bu yaşa kadar meydana gelen ve yaşanılan bazı olumsuz meseleler de kişiyi çekimserliğe ya da korkulara iterek, evlilikten vazgeçmesine yol açabiliyor.
Sosyal Medya ve İnternet
Boşanma nedenleri arasında sosyal medyanın da sayılması artık kaçınılmazdır. Sosyal medya ve internet, nişan atma nedenleri için kesin bir etkendir. İnternette bazı ebeveynler, evlenecekleri çocuklarının eşi olacak kişinin profilini de yakından takip ediyorlar. Böylece her hangi bir tarafın yaptığı sevilmeyen bir paylaşım, yine tartışmalara neden oluyor.
Bazen de
evlenecek olan kişilerin birbirlerinin hesaplarını inceleyerek haklarında
bilmedikleri şeyleri öğreniyorlar ve ayrılmaya karar veriyorlar. Düğüne bir
hafta kala nişan atmış olan Merve Çetin, nişanlısına güvendiği için hesabını
incelemek istememiş. Daha sonra arkadaşları ile konuşurken içine bir kurt
düşmüş ve damat adayının şifrelerini öğrenmiş. Böylece özel yazışmalarına
ulaşmış.
Merve Çetin şöyle açıklıyor: “Beni aldatma ihtimali düşüncesi ile
mesajlarını kontrol ettim. Asıl meselenin para olduğunu öğrendim. Kardeşine
gönderdiği mesajlarında, beni pek sevmediğini ve varlıklı olduğumuz için
benimle evlenmek istediğini anladım.”
Kıskançlık
Nişanlılık ile başlayan ve evliliğe önemli bir adım atıldıktan sonra özellikle erkekler daha sahiplenici davranışlar gösteriyor. Bazı erkekler ise kıskançlık seviyesini karşı tarafı evlilikten vageçirecek duruma getiriyorlar. Leyla Şengül de bu durumu yaşayanlardan birisi. Evleneceği kişide nişanlılık döneminde, önemli bir değişim gözlemlemiş birisi olarak açıklıyor: “Beni kuzenlerimden ve çevremdeki her erkekten kıskanıyordu. Artık dayanamayacağım bir duruma gelince hayatın böyle geçmeyeceğini düşündüm ve ayrıldık. ”
Yorumlar
Yorum Gönder